Kategori arşivi: Kişisel

Kızımız Zehra Dünyaya Gözlerini Açtı

Kızımız Zehra 24/03/2014 11:00 civarı dünyaya gözlerini açtı.
Maşallah ve elhamdülillah herhangi bir sıkıntısı olmadan büyümeye başladı.

Evlendik :) balayı tatili de bitti :(

İzmir Çeşme’de Club Familia tatil köyünde yaptık tatilimizi. Dört yılı aşkın süredir çalışıyodum ve hiç tatile çıkmamıştım gerçekten çok iyi geldi.

Gerçi orada da yorulduk, yüz, top oyna vs aktivitelerle çok eğlendik çokta yorulduk. Yer olarakta süper bir yer, eşi kapalı olanlar için ideal. Hizmet iyi yani çok beğendik. Hele kandil gecesi yaptıkları kandil programını çok beğendik. Tavsiye ederiz.

Şimdi 6 sında iş başı, durmak yok yola devam 🙂

HTC HD2 me Android kurdum

Ohh bee. Windows varya deli etti beni hiç beğenmemiştim. Android süper yaa çok şükür ki kurabildim. Kesinlikle kurmalısınız Android olmadan telefon danda sıkılmıştım değiştirecem diyodum nerdeyse. ROM olarak CyanogenMod lu Typhoon diye bir romu kurdum.

Gelelim kuruluma;

a. Kurulum için gerekli olan dosyaları indirelim.

Öncelikle sürümünüzü 3.14 ‘e yükseltmeniz gerekiyor. Hemen şurdan indirin.

Daha sonra MAGLDR 1.1.3 ü şurdan indirin ve ardından ClockWorkMod Recovery diye birşey var onu da şurdan indirin.

Son olarakta şurdan HSPL yapmak için gerekli olan dosyayı indirin.

ROM dosyamızı indirmeyi de unutmayalım tabi ki. Şurdan Typhoon ‘un son sürümünü indirin.

b. Kuruluma başlayalım;

1. Telefonunuzu data kablosu ile bağlayın.

2. Telefonu 3.14 sürüme yükseltin.

3. HSPL için indirdiğiniz rar dosyasını bir klasöre açın ve içindeki exe yi çalıştırın. İleri ileri diyerek telefonu haklayın.

4. MAGLDR zipini bir klasöre açın ve DAF exe yi çalıştırın. İleri ileri diyerek telefona MAGLDR yi kurun.

5. ClockWorkMod Recovery zipini klasöre açın ve DAF exe yi çalıştırın. İleri ileri diyerek telefona CWM yi kurmuş olacaksınız.

6. Artık telefonunuz ROM yüklemeye hazır hale geldi. Typhoon ROM zip dosyasını hafıza kartınıza atın.

Telefonu kapatın, açarken de açma tuşuna basıp menü gelene kadar elinizi çekmeyin. Bir menü gelecek. Boot Recovery olanı seçip Recovery menüsüne gireceksiniz. Install zip from SDCard olanı seçip hafıza kartına attığınız ROM dosyasını seçin.

Yükleme bittiğinde ilk adımdaki Reboot ‘u seçin. Telefon kapanıp açılacak ve telefonunuza Android kurulmuş olacak.

Güle güle kullanın. Benim yaptığım gibi 🙂

HTC HD2 de Windows’u hiç beğenmiyorum ya

HTC HD2 aldığım günden beri windows yahu şunu neden yapmamış bunu neden yapmamış bu böyle olur mu demekten sıkıldım.

Birkaç custom rom kurdum ama cıks hiç beğenmedim. Birtek beğendiğim şey Sense ekranındaki animasyonlu hava durumu ve animasyonlu saati göstermesi başka hiç bişeyini beğenmedim.

Özetle windows sürümünü hiç beğenmedim, Android yüklemeyi şiddetle düşünüyorum ama hangisini kurayım bilemedim.

Birde şu kırma olayı garanti dışı kalması filan canımı sıkıyor. Ama her neyse deneyeceğim.

Android kurmayı deneyeceğim kurduğumda nasıl kurduğumu paylaşıcam.

HTC HD2 sahibiyim

Yaklaşık 1 yıldır kullandığım Nokia N97 telefonumu HTC HD2 ile takas ettim. Artık benimde haticem var.

Full dokumatik ilk telefonum, HTC güzel bir marka tasarım süper, dokunmatik süper, incelemeye devam 🙂

AVEA numaramın VODAFONE’a taşınma hikayesi

Artık 4 yıldır kullanmakta olduğum AVEA numaram VODAFONE ‘da.

“Sebebi ne?” diye soran arkadaşlarım aslında benim AVEA ‘yı çok seven gerek hizmet gerekse çekim gücü olarak beğenen birisi olarak neden VODAFONE’a geçtiğimi merak ettiler. Aslında haklılar neden VODAFONE.

Cevabı basit, kişisel sebepler, anlarsınız ya 🙂

VODAFONE aslında berbat bir şebeke hele şu 3G furyasında Türkiye’de yer alayım diye bütün baz istasyonlarının çekim gücünü hayli düşürdü. Telefon açık çekiyor görünüyor cebinizden çıkarıyorsunuz ve 2-3 tane mesaj: falanca, filanca sizi aradı ve ulaşamadı diye.

Fakat 3000 tane her yöne mesaj veriyor bence bir süreliğine de olsa kullanılmasını sağlayacak bir özellik gibi geldi.

Gelelim taşıma olayının gerçekleşmesinin hikayesine;

Vodafone’un alt bayisi (İşlem merkezine bağlı alt firmalardan biri) olan bir firmaya gittim. Kapısında vodafone amblemi ve her numara tüm operatörlere taşınır yazıyordu. Numaramı vodafone’a taşımak istiyorum dedim. Tabi hemen belgeleri dolduralım dediler ve işe koyuldu bayan.

Kareler içerisine numaramı yazdı ve iletişim numarası olarak bir numara vermemi istedi bende annemi kullanmakta olduğu numarayı verdim.

5-6 gün bekledim bir şey yok ne bir mesaj ne bilgi hiç bir şey gelmedi. Altıncı gün annemin numarasına bir mesaj 19.08.2009 ‘da numaranız VODAFONE’a taşınacaktır. Eee.. Annemin numarasına neden geldi, belki irtibat numarası olarak verdim ya ondan olabilir dedim ama içime bir kurt düştü ve ertesi gün VODAFONE’u aradım. Bana böyle bir başvuru olmadığını söylediler. AVEA’yı aradım onlarda aynı cevabı verdiler ama gelen bir mesaj var ve bu neden annemin numarasına gelsin artık kötü bir his bürüdü içimi.

Sonra ertesi gün tekrar aradım ve AVEA müşteri temsilcisi bayana birde annemin şu numarasına bakar mısınız dedim. Numarayı bir kontrol etti ki annemin numarasının taşıma isteği onaylanmış ve 19.08.2009 da annemin numarasını taşıyacaklar. Geri zekalılar nasıl yapmışlarsa formun VODAFONE işlem merkezinden girişini annemin numarasının taşınması üzerine yapmışlar ve VODAFONE’dan hattı olan birinin numarasını da irtibat numarası olarak girmişler.

Öyle de oldu. 18.08.2009 06:00 da annemin numarasını başarıyla VODAFONE’a taşıdılar. Deli oldum çıldırdım bir oyana bir buyana küfretmemek için kendimi nasıl tuttum bilmiyorum.

Aynı gün AVEA’ya annemin hattını geri taşısınlar diye, VODAFONE’a benim numaramı taşısınlar diye başvurdum (bu sefer İşlem Merkezlerinden başvurdum).

21.08.2009 04:50 itibarıyle AVEA’daki hattımı VODAFONE’a, 22.08.2009 12:00 itibariyle de annemin VODAFONE’daki hattını AVEA’ya taşıdılar. Bu arada giden kontörler (Allahtan avea daki kontörleri babamın hattına yolladım ama VODAFONE’da 3 ay geçmeden kontör transferi yapılmadığı için onlar yandı) geçen zaman bir sürü kızgınlık sinir bize kâr kaldı.

O kadar düzeltmek üzerine notlar aldı müşteri hizmetleri ama ne arayan var ne de soran. Allah’larından bulsunlar ne diyelim işte..

Özbekistan – Taşkent, farklı bir ülke, şehir, farklı bir yer..

Özbekistan hakkındaki ilk görüşlerim;

  • Rusların 30-40 sene önce nasıl bıraktılarsa halen aynı şeklinde, Özbekler taş üstüne taş koymamış.
  • Her evin, binanın önünde ağaç var ve öyle ki ağaçlardan binalar görünmeyecek kadar. Bir de fıskiye sistemi kurulmuş ki her yeşilliğin içinde fıskiye var ve belli zamanlarda tüm fıskiyeler devreye girip her yeri bir güzel sulayıp yeşilliği yaşatıyor.
  • Ticari taksi diye bir şey yok. Tüm taksiler korsan diyebiliriz 🙂
  • Halkı çok az aylık alıyor. Şoförleri 150$, müdü rlerinin en iyileri 600$ lara kadar alıyor 🙁
  • Durum bu olunca neredeyse hepsinin taksicilik yapması da doğal oluyor.
  • Kalite bir yerde 5 kişi yemek yiyip, masaya yarım litre votka, 7-8 bira, kola, fanta vs gelen bir masaya artı birde dans şovları olan bir yerde ne kadar hesap gelir bizde? 200? 300? O gece sadece 53000 sum yani bizdeki 50 lira filan verdik ki kişi başı 10 lira yapıyor 🙂 Disko’da 50 gram sek votka bizde 10-15 lira iken orada 2500 sum, bira 1000 sum filan. (Bu arada ben içmem)
  • Yemekleri çok yağlı doğru dürüst yemek yenen bir yer bulmak zor ve çoğu zaman dışarıda yemek zorunda kalıp fast food yemek iyi değil..
Daha sonra ileri ki görüşlerim gelecek 🙂

Özbekistan – Taşkent, farklı bir ülke, şehir, farklı bir yer..

Dün sabah saatleri 04:00 – 04:30 arası Özbekistan’a uçağım indi. Pasaport kontrole doğru ilerledim bende herkes gibi. Pasaport kontroldeki şahıs bana girişimin mümkün olamayacağını çünkü pasaportumda vize başlangıç tarihimin 29’u olduğunu ve indiğim günün 28’i olduğunu dolayısı ile bir gün “transit” dedikleri aktarmalar için bekleme salonu olan yerde beklemem gerektiğini gece 00:00 ‘dan sonra giriş yapabileceğimi söyledi (Bun söylediklerini 10 dakikada anlatabildi, gerçi anlatamadı sonra telefonundaki saat/tarih kısmından bugünün tarihini ve pasaport’taki vize kısmından da vize başlangıç tarihini gösterdi ve o an anladım). Tabi “transit” dedikleri yere gittim ve beklemeye başladım.

Bu sırada bizim ülkemizin bir eksikliği çok canımı sıktı. Fransız birileride vardı yanımda uçaktan beraber indik. Onlar vizesiz geliyorlar ve ülkeye girişi yaparken 30$ ‘a kişi başı 3 aylık vize aldılar gözümün önünde ve biz vizeyi nasıl alıyoruz bir düşününün.

Tabi doğal olarak bende dedim parası neyse vereyim bana da 1 günlük vize verin ama hayır olmaz sizlere vize bu şekilde verilemez dedi. Beklerken Özbekistan’da görüşeceğim 1-2 kişinin telefonlarını oradaki kişilerden rica minnet (birde zorlukla anlatarak) arattırdım fakat kapalılardı. Dışarıda beni bekleyenlerin telefonları yoktu bende aksilik bu ya.. Bende sonra ofise işe gelince ararım ofis telefonlarına ulaşırım dedim ve beklemeye başladım.

Saat 10:00 gibi tekrar aradım bu sefer ulaştım tabi. Sonra Ahmet bey “gözümün nuru, neredesin?” dedi. Durumumu anlattım ve “Peki, biz bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. En kısa zamanda çıkaracağız oradan seni” dedi. Pek dedim ve beklemeye devam ettim.

Saat 12:00 gibi birileri geldi. “Türk müsün?” dedi, “Evet” dedim. “UzFederalGaz mı?” dedi, “Evet” dedim. “Peki çantanı al gidiyoruz” dedi. Tabi bir anlam veremedim ama yola koyulduk. Pasaport kontrole geldik. Pasaport işleri yapan şahıs hemen pasaportumu aldı 29 yazanın üzerini çizdi ve 28 yaptı tamam çıkabilirsin dedi.

Ben hiç bir anlam veremedim. Dedim az önce olmaz diyordunuz nasıl oldu bu iş? O da senin firma Dış İşleri Bakanlığı ile mi ilişkili dedi? Dedim olabilir. Sen bizi yakacak mısın neden söylemiyorsun? Dış İşleri Bakanlığından aradılar hemen çıkmanı istediler.

Dedim “valizlerim ne olacak”? “Kaç tane?” dedi.. “3 tane” dedim. Hemen 2 tane kişi apar topar gittiler koşa koşa valizleri getirdiler. Biriside pasaport işlemlerimi yaptı, birisi deklarasyon belgemi doldurdu. 10 dakika içinde çıktım 🙂

Orada Remzi ve Kerim beylerle çıkışta buluştuk ve Hava Alanından UzFederalGaz firmamıza doğru yola çıktık. Şirkete vardığımda Uğur Kurul bey (Genel Müdür) ile görüştüm. Daha sonra firmadaki diğer kişiler ile görüştüm ve benim bilgilerimin ve beraberimdeki valiz bagajların olduğu bir yazı hazırlamışlar. 1-2 saat daha haber alınamasa benden oranın bizdeki MİT’in karşılığı olan SNB ye başvuracaklarmış ki yapmayı istemeyeceğiniz bir şey bu Özbekistan da. Çünkü didik didik her şeyi ararlar sorarlar. Kim bu kişi ne diye geldi firma ne iş yapar? Kimler çalışır? vs vs bir sürü şey.

Çok şükür ki bir şey olmadan iş halloldu 🙂

Artık Özbekistan dayım, 1-2 ay kadar kalmam söz konusu ama bakalım zaman gösterecek.